-
Seda Özaydın
-
+90 0535 920 05 71
-
sdozaydin@gmail.com
Edirne tarihi bir kent olup tarih boyunca da önem ve değerini korumuştur. Edirne’nin ilkçağlarda Orta Asya’dan göç edip buraya yerleşen Traklar tarafından kurulduğu bilinmektedir. Sonradan Büyük İskender buraları Makedonya İmparatorluğu’nun uçsuz bucaksız sınırları içine katmıştır. Daha sonra Romalıların hakim olduğu bu topraklar 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Doğu Bizans’ın payına düşmüştür. Roma İmparatorlarından II.Hadrianus tarafından yeniden kurulmuşçasına imar edilen kent, onun adına izafeten (Hadrianapolis) adıyla anılmıştır. 586 yılında Avar Türkleri burayı kuşatmışlar ancak alamadan geri dönmüşlerdir. Bulgar Türkleri ise 914 yılında kenti ele geçirmeyi başarmışlardır. Daha sonra tekrar Bizans’a geçen, 1050 ve 1078 yıllarında Peçenek Türkleri tarafından ikinci kez kuşatılan bu kent nihayet 1361 yılında I. Sultan Murat tarafından fetih edilerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun taht (baş) şehri olmuş ve 1453 yılında İstanbul fethedilinceye kadar 92 yıl payitaht (başkent) olarak kalmıştır. Bu yıllar içinde de tarihinin en görkemli günlerini yaşamıştır.
Edirne, Osmanlı İmparatorluğu döneminde “Paşa Sancağı” adıyla Rumeli Beylerbeyine bağlı bir vilayetti. Beylerbeyliğinin merkezi ise Sofya’da bulunuyordu. Edirne, imparatorluğun üniversite şehri olarak tanınmaktaydı. XVII. Yüzyılda dünyanın en büyük birkaç şehrinden biri haline gelen kent, XVIII. Yüzyılda gerileme dönemine girdi. 1745 ve 1751 yıllarında çıkan iki büyük yangın Edirne’yi büyük oranda ortadan kaldırdı.
22 Ağustos 1829 yılında Rusların şehre girip birkaç ay kalmaları Edirne’nin uğradığı ilk işgal felaketi olmuştur. Edirne, 20 Ocak 1887’de tekrar Rusların 13 ay, 26 Mart 1913’te Bulgarların dört ay, 1920’li yıllarda Yunanlıların iki yıllık işgallerine de sahne olmuştur. Bugün yurdumuzun karayoluyla Avrupa’ya açılan sınır kapılarına sahip Edirne şehri, 25 Kasım 1922 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Edirne, Anadolu’yu Avrupa’ya birleştiren bir konumda olması nedeniyle zengin bir kültüre de sahiptir. İl genelinde Osmanlı Türk kültürünü yansıtan 612 tarihi eser vardır. Bu eserlerden bir bölümü (ki bunlar Selimiye Camii, Üç Şerefeli Cami, Kervansaray, Meriç Köprüsü, Eski Cami v.b.) sağlamlılığını korumakta olup halen kullanılmaktadır. Bunlara benzer bir bölüm tarihi yapı da restore edilmektedir. Ayrıca il genelinde 29 adet SİT alanı mevcuttur.
Her yıl genellikle Haziran ayının son haftası ile Temmuz ayının ilk haftasını kapsayan günlerde 1 hafta süre ile düzenlenen Kırkpınar etkinlikleri ve Kırkpınar Yağlı Güreşleri her geçen yıl ziyaretçi sayısını artırmaktadır.
Edirne’nin güneyinde bulunan Ege Denizi (Saros Körfezi) sahili deniz turizmi potansiyeline sahiptir. Saros körfezi, tertemiz kumsallarla kaplı bir kıyı şerididir. Su sirkülâsyonunun yüksek olması ve sanayileşmemiş olmasından dolayı Ege’nin beklide en temiz denizine sahiptir.
Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi, Lozan Anıtı ve Müzesi, Sultan II. Beyazit Külliyesi Sağlık müzesi, Enez Antik Kenti, Şükrüpaşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi, Hafızağa Konağı, Enez Kalesi – Makedonya Saat Kulesi ve Kentsel Arkelooji Parkı Edirne de yer alan başlıca müze ve ören yerleridir.
Edirne'de Görülecek Yerler
EDİRNE TARİHÇESİ








